silvan güneş - Kaktüsümden Kopardığım Çiçejler
   
  Kitaplar
  => Kuşadası Folkloru
  => Amasya Folkloru
  => Bir Anadolu Efsanesi "Şefik Çerçioğlu"
  => Her Hayat Bir Mirastır
  => Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerde Kadın Girişimciliği & Alanya Sapadere Köyü Sosyal Faaliyetler Organizasyonu
  => Amasya'da Sadece Gelinlere Yakılan Çufa Kınası
  => Biyografi Yazarı
  => Kaktüsümden Kopardığım Çiçejler
  Şiir & Şarkı & Beste
  Oğuz Kaan'ın Türklük Duası
  Türk, Öğüdünü Tuttun Mu?
  Kim Ne Demiş
  Hakkında
  Köşe Yazıları
  Sevgi İhmale Gelecek Bir Duygu Değildir
  Haberler
  Ziyaretçi defteri

Söz gider yazı kalır...

Hani dünyaya ağlayarak gelmişiz ya, herkes ona kendince bir mana yüklemiş, örneğin denmiş ki “dünya o kadar kötü bir yermiş ki bebek ciğerlerine ilk oksijeni çekip, poposuna şamarı yediğinde anlarmış dünyanın kaç bucak olduğunu”...   Yaşam için de çok şey söylemiş insanoğlu, onu tarif etmek herkesin yaşadığı değerler silsilesi içinde, bulunduğu noktadan gördüğü, anladığı, tattığı kadarıyla bambaşka yorumlara neden olmuş. Cefasını çeken de varmış sefasını süren de...   Ne yaparsak yapalım bunların hepsini biz insanlar yaratırız aslında. Sonra yarattığımız şeye inanırız ve inandığımız kadar varızdır bu hayatta...

Algılarımızı besleyip biçimlendirdiğimiz her unsur yine bizim beynimizin hikâyelendirdiği olaylar üzerine kurularak gerçeğe dönüştürüldüğünden, iğneyi, çuvaldızı üreten de nereye batıracağını şaşıran da bizizdir. Çünkü her şeye bir kulp buluruz ve anlamak istediğimiz gibi anlar yorumlamak istediğimiz gibi yorumlarız. Bilmek istediğimiz kadar bildiğimizi, görmek istediğimiz kadar gördüğümüzü “en” sanırız... İşte bu noktada “Kaktüsümden Kopardığım Çiçekler”, bir anlamda sizleri seçtiklerimle düşündürmeye sevk edebilir mi? Her ne kadar kaktüs deyince aklımıza iğnesi, iğne deyince de bir şekilde elimize batmış bir iğnenin acısı gelse de bir kaktüsün hayata ve varlığın önemine dair zekice bir hatırlatması vardır belki de! Hatta bunu anlayabilirsek, nasıl bir ön yargıyla donatıldığımızı da bizlere en iyi kanıtlayan bir örnek olur; basitçe... En güzel çiçeği, dikeni en sert ve acıtan bitkiler açmış; sen bilmesen de... Ya da tel örgülerin ardına saklanan gülü ulaşılmaz bir cazibe hâline getiren dikeni midir; gülü düşününce!

Bir kaktüsün senede bir gün çiçek açtığını ya da bunun için yıllarca sabırla geçirdiği mücadeleden habersiz olunca, bilmezsin, bir kaktüs de yaşar hayatı; dikenince... Sizlere sunduğum vecizelerim de -her olaya kendi penceresinden bakmaya alışmış, kendi manzarasından çıkamayan- biz insanların, bir anlamda elini kanatabilir. Bu noktada okuyan da -kendini ve doğayı bildiği kadarıyla- farkını ortaya koyacaktır. Gülü mü yoksa dikeni mi en çok seçtiğini ya da her ikisini kendi içinde olduğu gibi kabul edip, hayatta her şeyi kendi öz yeri içinde değerlendirerek, gereksiz mana yüklemeleri yapmadan alıp seçimini yapacaktır. Bir anlamda sorgulama rutinimizin hemen yanına başka bir pencere açmanız için daha zorluyor, çerçeveye gerek görmeden, bakmanızı dilediğim gökyüzünü keşfetmeniz ve anlamak istediklerinizden kaktüsün dikeninden gül çeker gibi sıyrılıp çıkmanız dileğiyle...


Silvan Güneş

Biyografist
 
 
   
Bugün 4 ziyaretçikişi burdaydı!
www.gunesmühendislik.blokspot.com Güneş İnşaat Mühendislik Ltd Şti. Kuşadası Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol